Leyla'da gördüm mevla



Aşkı aradım gördüm Leyla
Leyla'ya baktım sırrı mevla
Gönülde olmayınca mevla
Neyleyim Heryerde olsa Leyla

Srebrenitsa için



Sen kelebekleri takip et. Kelebekler seni mutluluğa götürmez belki ama unutmadıklarına götürür. Üstü kapatılmış gerçekleri karşına çıkarır. Vicdansız insanlar utanmaz belki ama sen kaybettiklerinin mezarını bulursun. herkesin gözünü yumduğu bir anda umut vermez belki kelebekler; ama kaybettiklerinin kaybettirilen mezarlarını verir.

Hıyar ile salatalık muhabbeti

Sözüm meclisten dışarı dostlar
Bu günlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum
Hani ince kıyım dograsalar beni
Marmara ege karadeniz
Ve hatta akdeniz cacık olur diyorum

Derdim öylesine büyük ki dostlar
Hani beni kırka yarıp yine kırka bölseler
Kırkbin bostana gübre diye serpseler
Kırkbin ot biter de kırkbin derde deva olur diyorum

Ne oldubana böyle durup dururken
...
Düğmem kopkuk paçam sökük
Oramda buramda çengelli iğneler
Bir de çengelli iğne
Nazar bozar derler
...



Çivi çiviyi söker derler
Soğuktan donanı buzla ovarlar
Ben zaten yanmışım dostlar
Peki beni fırınamı koysalar
Zeytin suyuna kuru ekmek böyle gelmiş böyle gidecek



Tümüyle şarkının sözlerini yazmadım sadece bana dokunan satırlarını yazdım buraya. yılar yıllar önce önce barış abi böyle derdini dökmüş mısralara sonra dillendirip sunmuş bize. Bugünler de ben de Barış Manço gibi hissediyorum hani hıyar gibi ayrana katsan cacık da tek başına hıyar. Hani salataya katsan olurda tek başına işe yaramaz gibi
Dert büyük Allah daha büyük dert verir şükür arattırır dert verir derman buldurur. Gün gelir geçer hazan biter bahar olur.
İnsan gün gelir gelir salataya hıyar olur da hıyarın kıymeti bilinmez cacık olur da ayran içtik derler. Hani hıyar görülür unutur da insanız işte öyle kolay unutamayız hıyarlıklarımızı bakmışsın yarın acı salatalık olmuşuz hıyarı aratır.

Meyve suyu Kokteylleri



Özellikle cola içmeyi bıraktıktan sonra yerine içebileceğim ikame bir içecek bulmakta çok zorlandım. bir süre ice tea içmeme rağmen damak tadıma uygun olmadığını anladım. Sonrasında meyve sularına yöneldim.
meyve sularına yönelmemin nedeni ise en basit şekliyle karışık meyve sularının tadnının güzel olması ve asitli içecek olmamasıydı.
öncelikle nasıl meyve suyu almalıyız bu sorunu çözmeliyiz. Meyve suyu alırken öncelikle meyve oranının en az %100 olmasına dikkaet edin, meyve oranının yüksek olması onun doğal olma oranını büyük ölçüde etkiler. %100 meyce olan meyve sularının kısa sürede tükeltilmesi gerekir o yüzden çok üzün süre bekleyemezler onun için ihtiyacınınzdan fazla almayın. Meyve parçacıklı meyve suları %100 meyve oranına sahip olmayabilir.
Hangi meyve suları daha güzeldir: türkiyede en çok şeftali ve kayısı tercih edilse de günümüzde bir çok çeşit meyve suyu bulunyor. Benim en sevdiğim meyve suyu ananas suyu özellikle bitter çikolatayla çok güzel oluyor.%100 şeftali biraz daha eksi ve tadsız olabiliyor nedeni şeker ilavesi olmamasından kaynaklanıyor ama çok güzel bir tadı var. %100 portakal ve %100 üzüm çok de karıştırılmadan içilebilecek meyve sularından.
Şimdi gelelim hangi karışımlar : Benim tercihim bir ekşi bir tatlı karışı oluyor genelde ama bazen değiştiği de oluyor.
Üzüm  +  Portakal : %100 portakalda şeker olmadığından tadı biraz eksi geleiyor aynı derecede %100 üzüzmde çok şekerli geliyor ikisini 2/3 portakal 1/3 oranalrında karıştırınca hafif ekşi güzel bir kokteyl çıkıyor

Şeftali + Vişne : şeftali suyunun üstüne renk vermesi için konulabilir vişne tadı büyük ölçüde değiştirmiyor.

Üzüm + Elma : yeşil elma ve kırmızı üzüm suyu birleşince şerbet tadında bir lezzet ortaya çıkıyor.

Ananas + Portakal + Şeftali : Şeftali miktarı yüksek portakal düşük tutulursa genel damak tadına uygun bir karışım ortaya çıkar.

İstenildiğinde daha fazla karışım yapılabilir ancak ben bu karışımları tercih ediyorum böylece hem daha fazla seçenek içme imkanım oluyor hemde içemediğim meyvelerin de suyunu içebiliyorum.

Karakalem Çiziktirdiklerim

2007 yada 2008 yılında matematik çalışırken çizmeye başladığım bir resim hiç bir yere bakmadan çizmiş olmama rağmen resim saç stili ve keçi sakal çıkarılınca dayıma benzemekte. Aslında bilinçsiz bir çizime başlamışken dayıma benzediğini görünce biraz da değişiklikle dayımı çizmiş oldum.

Vazo Kütahya

Fotoğrafı çektikten sonra hdr yaptım tam olmasa da hdr'ye benzemekte orijinal  olarak + ve - pozlanmadığı için bozulmalar oluyordu ben de çok fazla bozulmasını engellemek için bilgisayarda göz kararı pozladım.

OD'a dair


Bugün Yunus'un OD'unu bitirdim. İskender Pala demiyorum çünkü roman boyunca o bir kere bile kendini işin içine sokmamış. Sadece Molla Kasım var.
Genel olarak çok beğendiğim romanın bazı geçişlerinde kopukluklar olsa da nasıl yazdığını merakıma katarak ve imrenerek okudum.
 Bir ay gibi uzun bir vadede okumamın sebebi sınavlarımdı aynı zamanda son 150 sayflık kısmını da 3 günde okumamın sebebi kitabı elimden her bıraktığımda ve film ya da dizi ve yahut da euro 2012 maçlarını izlemek istediğimde aslında daha çok Yunus'u okumak istediğimi fark ettim.
Şimdiye kadar duyduğum bir sürü kısa hikaye bu kitapda birleşmişti, insanın bildiği hikayeleri ikinci kez okuması genelde can sıkıcıdır ama bu sefer tanıdığım bir insanın hiç  duymadığım hikayeleri gibi geldi.
Hikayeleri isimleri birleştirme fırsatı verdi bu kitap; mevalanayı ziyaret ettiğinde Elif Şafak'ın Aşk'ı aklıma geldi ve Mevlana'nın Şems'tn sonra yaşadıklarını Yunus'un romanın da buldum.
Hacı Bektaş Veli , Tabduk Emre, Mevlana, Geyikli Baba, daha bir çok ereni evliya bir araya geldi hikayeleri bir oldu benleri biz oldu.
Hikayelerden; bir tasın içindeki silme şerbetin üstündeki gül yaprağı çok hoşuma gitti bir de  kitabın en sonundaki en sonundaki 7 dervişin tespihlerini koparması. Çünkü 7 dervişin hikayesi sosyal medya da defalarca farklı biçimde anlatılmıştı anlatılmıştı da herkes beğenmişti bende beğenmiştim ama içime sineyen bir yanı vardı ordaki hikayede; Bir kız çoban olan sevdiğine bir sepet elma götürüyordu ve yolda bir dervişle karşılaşıyordu. Bu dervişe elmalardan birini ikram edince derviş dayanamayıp sepette kaç elma olduğunu soruyordu ve o anda derviş kızın şok cevabıyla karşılaşıyordu. Ben bunları sevgilime götürüyorum hiç saymak aklımda geçmedi zaten sevgiliye gidecek hediyede sayılmaz diyordu. Benim içime sinmeyen kısmı ise Allah'a aşık bir dervişin bunu düşünemezken kuluna aşık birinin bunu düşünmesiydi. İkender Pala hikayenin aslını kitabının sonuna koyarak hem beni bu sıkıntıdan kurtardı hemde beni şoke eden kitaptaki tetmini yükselten bir bitiriş yaptı.

Hayatta yaşanacak çok şey varsa git yaşa, başkalarına öğüt verme.

Resim yazısı ekle
Son günlerde Facebook'ta herkesin bir öğüdü var işte tam bu noktada bende ; "Hayatta yaşanacak çok şey varsa git yaşa, başkalarına öğüt verme." öğüdünü veriyorum. Herkes bişeylerin doğruluğu üzerine yazıyor paylaşıyor peki ama neden kendileri için bişey yapamıyolar. Aslında ben sosyal medyada paylaştığım herşeyde objektif ve bana yol gösterecek şeyleri paylaşıyorum bunun nedeni de beni belli rotaya soksunlar diye ama sanki paylaşımların çoğu eksikliklerin giderilmesinden değil işte ben burdaki durumdayım ve mutsuzum gibi bir alarmdan kaynaklanıyor gibi.
Resimden yola çıkarak kelebeğe imrenip uçuşunu izlemektense kendimiz için yürümeyi öğrenelim.

Sigara Tiryakisi Hindi


2007 yılında çekilmiş iki fotoğraf. Fotoğrafın çekilme amacı  o yıllarda bir anda televizyon fenomeni haline dönüşen internet fotoğrafları ve videolarından biri olmak için amcam tarafından çekilmişti.
Fotoğrafı çekmek gerçekten zor olmuştu çünkü hayvan sigarayı ağzında bir saniye bile zor tutuyordu zaten bu fotoğraflarda o bir saniyelik sahnelerden.
Fotoğraf ilgi çeker mi çekmez mi bilemem ama ilk gençliğimde gerçekten olmayacak şeyler yapmışım her ne kadar o zamanlar çocuk yaşta olsak da.

Facebook üzerine



Son zamanlarda facebook sanki eski havasında değil. Bunu anlamak da imkansız aslında facebook hisseleri düşüyor. Aynı zamanda facebook atak üstüne atak yaparak hareketliliği artırmaya çalışıyor ama insanlarda da hisselerin düşüşündeki gibi bir isteksizlik beliriyor. Üstelik hisse senetlerindeki düşüş Türkiyeyi ilgilendirmezken. Hele de Türk facebook kulanıcısını çok ilgilendiriyo denilemez. Belki de havaların kapalı gitmesinden kaynaklı bir bunalım.
Facebook'tan sıkılma ben de var olan bir durum bunun nedeni insanları tahlil etme alışkanlığım yani : insanların konuşmalarına göre nasıl biriyle konuştuğumuzu az çok anlarız ya işte bu durumun facebook'ta kim ne paylaşır nerelre  gider nasıl gider neler paylaşır bunlara bakıp bir insanın nasıl olduğunu tespit etmek. Bu sayede aslında hergün görüştüğüm insanların iç dünyalarını daha rahat anlayabiliyorum.  Bir süre bunu yaptıktan sonra bir yandan başkaları da benim iç dünyamı anlamasından korkar hale geldim ve daha öz ve anlaşılması daha komplike şeyler yazmaya başladım ama bunlarında hiç anlaşılamaması iyice canımı sıktı. Zaten başkalarının hayatı da bir süre sonra sarmıyor çünkü tespitler yapıldıktan sonra kim ne paylaşırsa paylaşsın bir orijinaliği kalmıyor hatta belli insanların palaşımlarını a engeleme ihtiyacı doğuyor.
tüm bu aynılıkların yanında gruplardaki paylaşımlar da son zamanlarda işime yarayan en önemli araçlar halien geldi. Eski okulla ilgili haberler not paylaşımı etkinlikler hep bu sayede haberimiz olunan şeyler. Yine de sürekli ayn ı şeyler paylaşılmaya devam ederse facebook awesome olmaktan çok uzaklaşacak yani öyle sürekli girdiğimiz sürekli güncelediğimiz bir siteden çok ara ara girip baktığımız işimize yaramayan şeyleri görmeye tahammül edemeyeceğimiz bir yer olacak gibi .
olacak gibi aslına bakılırsa bende oldu denilebilir eskiden güzel şeyleri başkaları görsün ilk ben paylaşayım diye paylaşırken şimdi resimleri depolamak için yükler durumdayım. Başkalarına ait sözleri resimleri de hani dolaba yapıştırılan resimler yazılar vardır ya motivasyon amaçlı aynen o amaçla kulanıyorum.
Son olarak facebook kesinlikle insanlara yeni bir heyecana yöneltmeli yoksa trendlik yolu hızla kapanacak gibi.

Zayıflatıcı Çay

Show TV'de izlerken verilen tarifi not aldım sadece zayıflama amaçlı değil vücudun temilenmesi dinlenmesi amaçlıda kulanılabilecek bir tarif olduğunu düşündüğüm için burada da yazıyorum.

Malzemeler:
Mate Çayı
Kekik - Bilye kekik olmalı Not: bilye kekik tansiyonu yükseltebiliyormuş.
Çobançökerten - Açlığın verdiği sinirliliği azaltıyor ve sakinleştiriyormuş.
Barut Ağacı Kabuğu
Yeşil Çay - Ödem Sökücü Etkisi
Sinirli Ot - Yağ yakımını kolaylaştırıyor.
Biberiye - Yağ yakıcı özeliği var.
Funda Yaprağı - ödem söktürücü
Cinnema - şekere karşı direnci artırıyor.

Hazırlanışı :
Demliğin içine herbir bitkiden küçük bir tutam alınıp atılır. kaynamış su üzerine ilave edilir ( kaynayan suya değil kaynayıp kenara alınıp kaynaması bitmiş sıcak su).
6-7 Dk. kadar demlenmesi beklenir.
Hazırlanan çaydan kilolu olanlar 6 fincana kadar zayıflarınsa 3 fincan kadar içmesi tavsiye ediliyor.
Yemeklerden önce aç olarak tüketilmesi tavsiye edilen çayın özelikle şekere karşı direnç oluşturması enerji vermesi ve yediklerinize dikkat etmenizle kısa zamanda kolayca zayıflayabileceğiniz belirtiliyor.

Bu çay karışımı Türkiye Attarlar birliği başkanı verdi ve bu sayede 5 ayda 36 kilo verilebileceğini söyledi denemesi bedava ama siz siz olun düzenli ve dengeli beslenirken bu çayı yada diğer çayları için çünkü zayıflamak için vücudu gıdasız bırakmak tehliekli olabilir .

Aşk Üzerine- Beklemeler



Hani bazen bir eşyanı bir yere  koyarsın sonra koyduğun yere bakarsın ama orada değildir.Ararsın koyabileceğin heryere bakarsın ama yoktur bulamazsın. Sonra en ummadık bir yerden çıkar,  aslında umduğun yerde değildir ve bunu bulduğun anda hatırlarsın.

İşte ben; aşkı öyle bir yere koydum. Aradım bulamadım. Bulduğumda anladım ki aşk koyduğum yerde değilmiş.

Hiç sahip olmadığı şeyleri daha mı çok özlüyor insan belki mutlu olurum umuduyla işte böyle birşey karşılıksız sevmek.

Tembel'in Hava Durumu Tahmini


Sürekli bir yerden bir yere giden biriyseniz veya işiniz bir ofis yerine dışarıdaysa gün hava durumu sizin için önemli demektir. Özellikle de şemsiye taşımayı sevmiyorsanız hatta gün içinde yağmurluk bile tonlarca ağır gelmeye başlıyorsa.

İşte yukarıdaki tanım tam benim için elimde bişeyler taşımak kalın giyinmek hep sıkıntı veriyor bana. Hafta içi hergün Kütahya'dan Eskişehir'e gitmemde hava hem tedbirli olmamı hemde en az eşyayla günümü bitirmemi gerektiriyor.

Kütahya ve Eskişehir birbirine yakın olmasına rağmen hava durumları farklı olabiliyor aynı İstanbulun Asya'sı ile Avrupası gibi. Farklılıkların olmasına rağmen birbirinin çok zıttı bir hava ile hiç karşılaşmadım.

Hava Tahminlerini sürekli takip etmek benim için liseden beri hem bir hobi hmede gereklilik gibiydi çünkü erkekler kadınlar gibi çanta, şemsiye gibi şeyleri sevmezler erkeklik genimden midir nedir bende sevmiyorum belki de bu erkeklerin tembelliğinden kaynaklanıyordur.

Lisedeyken sabah 8:00 gibi okula giderdim gitmeden önce özellikle bu mevsimde sabah 7 ile 8 arası havaya bakardım. Eğer hava masvavi ve havada bir tane bile bulut yoksa bu bana göre öğleden sonra hava bulutlu akşamüstü yağmur yağacak anlamına gelirdi. Eğer ki hava kapalıysa öğleden sonra güneş yüzünü gösterecek ve akşamüstü hava iyiden iyiye ısınacak demektir.



Ben hava tahminimi buna göre yapıyorum biraz çağ dışı ilkel bir yöntem ama mevsim normaleri dışında bir hava olmadıktan sonra hep tutuyor. Yine de ben dışarıda çok kalıcaksam mutlaka tedbirimi alırım çünkü ıslanıp hasta olmak üşenmeyip şemsiye taşımamaktan daha az zahmetli.

"for face" paylaşımlarım

"yaptıklarından değil yapacaklarından bahset çünkü yaptığın herşey bugünkü seni ifade ediyor. gelecekte yapmayı düşündüklerin senin ileride nasıl biri olacağını gösteriyor."
şair olmaya gerek yok bazı şeyler için kafiyeyi şair olmadan da buluruz. işte burada da tam bunu söylüyorum filozof olmaya gerek yok daha mutlu bir yaşam için sadece ileriye dönük rasyonel ol. geçmişle hesaplaş geleceğe arkanı dönme ve en önemlisi seni mutsuz eden şeyleri görmezden gel.

Chevy Panelvan

Piyasadaki otomobiller içinde en sevdiğim model chevy cruze. Cruze gerçekten asil bir duruşa sahip aynı zamanda sportmen bir duruşla alınabilecek en güzel araç olarak görüyorum.
Kangoo aracının üzerine Cruze tasarımı ekleyerek çizdiğim resimde piyasada olmayan bir tane chevy panelvan ortaya çıktı.

BMW'nin ticari panel van'ı


Geçen ay Mercedes'in Kangoo platformu üzerinden yeni bir  panelvan üretiiğini görünce aklıma geldi yanlış bilmiyorsam şu an için BMW'nin bir panelvanı yok ve panelvan piyasası gittikçe büyüyor.
Yukarıdaki resimde Peugeot Partner Tepee Modelinin BMW'leştirilmişi var. Aslına bakılırsa bu resmi çok sevmedim zaten iki resim içinde çok fazla uğraşmadım sonuçta benim bu işten bir kazancım söz konusu değil. Ama Tepee benim favori araçlarımdan gerçi çok fazla rastlanmıyor sokaklarda ama yeterince büyük ve daha spor bir duruşu var. Ayrıca BMW için en çok Tepee uyarlamasının yakışacağını düşünüyorum. Tabi burdaki resimden daha güzel olur düşücemle birlikte.
Doblo platformu üzerine çizdiğim BMW uyarlaması. aslında bu resimde Doblo bir BMW X6 havasına girdi bence diğer resime göre gayet iyi ama daha güzel şeyler de çıkabilirdi aslında çok fazla BMW resmine bakmamamdan dolayı bu resimde de tam bir BMW'lilk yok ama en fazla emeği bu resime verdiim için bana en fazla BMW'ye benzeyen çizimin bu olduğu kanaati veriyor.
İşin özü piyasada BMW logolu bir panelvan olmaması beni bu çizimlere zorladı. Uyarlama araçlar benim daha çok ilgimi çekiyor çünkü bişeylerin değiştirlmesi bazı yerleriyle oynanması hem o modelde eksiklerin kapatılmasına ön ayak oluyor hemde araçların en sevdiğimiz yerleri kalırken yeni ve daha güzel bir araç ortaya çıkabiliyor.
Ben panelvan kullanıcısı olamama rağmen ticari araçlara karşı hiç sempatim yok değil. Umarım BMW'de gelecekte bu sınıfta ticari bir araç üretir ve bizlerinde gözü gönlü açılır.

Çalışmalarım

Farklı Desenler Islık Fon Müziği

Son Konular

More

son

Whats Hot

Featured Posts